top of page

Haritalar ve Çocuklar üzerine bir yazı

  • Yazarın fotoğrafı: varveann
    varveann
  • 22 Nis 2020
  • 2 dakikada okunur

Sokağa çıktığımda kaç bedenin üzerinde yürüdüğümü kestiremiyorum. Kaçınızın fermuarını çekecek kadar koştum. Okuldan dönerken arkamı niye bu kadar çok kolladım, siz benim ardımı niye hep gözlediniz. Arkamı döndüğümde ve soyunduğumda hepimiz aynı kadındık. Bir kadını ikiye böldüğünüzde yarısı anne yarısı çocuk değildi dünya, işte sana kötü bir haber. Çocukken bacaklarından tutup ikiye ayırdığınız kadınların yarısı anneydi yarısı çocuk. Hiç utanmadan bununla hep övündünüz. Her meyvenin ham halini ayrı olgun halini ayrı dişlemeye öyle alıştı ki kenarından salyalar sızan ağızlarınız , her şeyin özünü tüketmek istediniz. Yaşadıkça ve tükettikçe vahşileştiniz. Memeden kuzuları çekip ateşe, uykusundan çocukları çekip bacaklarınızın arasına fırlattınız. Her ikisinden de kan gelmesini istediniz. Onlardan hayatlarını alırken sürekli kanasınlar istediniz, geriye alınacak bir hayat kalmayana kadar. Şimdi burada , hayatın ve zamanın tam ortasında dururken bir sürü kız çocuğunun cesetini izliyorum. Yürüyen, koşan , hıçkıran, oturan, inleyen, ağlayan ama mütemadiyen susan bir sürü çocuk çığlığı duyuyorum. Kitaplarınıza sikinizi buladığınız mürekkeple yazdığınız gibi davranan bir sürü çocuk. TAM KİTABINA UYGUN ÇOCUKLAR. Ne diyorduk GELECEĞİMİZ ÇOCUKLARIMIZ, GURURLANALIM. Siklerinizden ve hayatlarının üzerinde tepinen vücutlarınızdan bahsedilmesinden hiç hoşlanmadınız. Siz her seferinde bir silleyle silerken yeryüzünden günahlarınızı bazı gözler konuşmayı söktü, hem de her dilde. Dünyanın neresine giderse gitsin tek bir iris tesadüfüyle günahlarınızı anlattılar. Anlattılar ve yoruldular , anlattılar ve ağrıdılar, anlattılar ve doğurdular. O kadar çok baktı ki çocuk cesetleri kendileri gibilerin göz bebeklerine en sonunda akomodasyon felci geçirdiler. Artık kanattığınız kız çocukları hiçbir yapbozun kayıp parçası değildi. Biz de hiç utanmadan raporlarına uyumsuz yazdık çünkü hayatsız diyecek götümüze hala pamuklu donlar giyiyorduk. Kırmızı kuşaklarla boğduğunuz ve utancınızdan kendi suratınızı değilde onların yüzüne duvak geçirdiğiniz çocuklara yürü dediniz. Kapalı odalara yürü, anlamını bilmediğin hayatlara yürü, anlamını bilmediğin hayalara bürün, zamanın durduğu gecelere yürü, yaşına çok yakın olduğun annenin en uzağına yürü, kendi hayatının en ötesine yürü. Yürü ve hiç arkana bakma. Senin varlığını unutacağımız kadar uzun yürü ,öyle yürü ki geri döndüğünde yüzünde yollarının tüm haritası olsun ama sadece sen okuyabil. Buradan bir kız çocuğu olarak çık ve hiç tanımadığımız bir kadın olarak geri dön çünkü biz seni gömecek toprak bulamadığımız için erkek etine gömdük. Tırnaklarımdan kusarak yazıyorum bütün bunları. Buraya bir kaç link bırakıyorum, tıklayın. Kızlar Kardeşini Doğuruyor https://www.youtube.com/watch?v=yK7PsjTRfwY

Katarsis X-TRA: Bir Çocuk Gelinin Yaşam Öyküsü- Nazlı Doğan https://www.youtube.com/watch?v=j7DK9Iw2oNE

Katarsis X-TRA Cinsel istismar https://www.youtube.com/watch?v=4TbwWZaWEjs


...

Fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne değiliz biz

güvercin curnatasında yan yana akan iki güverciniz

mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler

razı olma hiçbir sessizliğe

biliyorsun seni seviyorum

...



çok özür dilerim.



 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Ben, David Bowie ve Aşık Veysel

"Her şeyin içinde her gün büyüyen sonsuzluğun sebebi bir tane, o da yaşadığın hayata uzaktan bakabilme yetisi"  demiş. Ruhunun bedeninden...

 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2_Post

©2019, varveann tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page