top of page

Ben, David Bowie ve Aşık Veysel

  • Yazarın fotoğrafı: varveann
    varveann
  • 15 Kas 2019
  • 1 dakikada okunur

"Her şeyin içinde her gün büyüyen sonsuzluğun sebebi bir tane, o da yaşadığın hayata uzaktan bakabilme yetisi"  demiş. Ruhunun bedeninden dışarı doğru kafasını uzattığını hissediyorsun, sen kanamayı seversin ama bu kez başka bir şey sızıyor derinden hayata. Deri organının vücüdunun en dışında sevimsiz bir koruma kalkanı olması ama ayrılma hal ekini alınca "derinden" bi vakaya dönüşmesi ne kötü. Ayrılma hali sadece zavallı insanoğluna değil kelimelere de oyunlar oynuyor demek ki. "mahmut abi geçmiş olsun, sırtını açıp derinden nefes alır mısın? ağzını ve burnunu kapattığın iyi oldu. " Sızıntıya ellerinle dokunuyorsun. Mecbursun ellerini yeniden üzerinde oturduğun çayıra koymaya, bu çimenler hep mi böyle canlıydı ? Bazı eğimlerde hayat vardır, cesareti olan aşağı yuvarlanır. Senin yoktu , işte bu hayatının bedeli. İnsanoğlunun varolma çabası ne acı! Yaşadığın ömrün dudağını uçuklatacak kadar azında varsın ve bazı -ağzına tüküreyim- anlarda o kadar çoksun ki seni her şeyden alıp dışarı çıkartan bu. UZAKTAN BAKABİLME YETİSİ. İyi de sevgili allahcım ben istemedim ki -köpek gibi istedim-, biz sülalecek iyi masalcıyızdır. Dedem korkuturdu bazen kabul ediyorum ama yine de hayatta kalırdık, kaldığımız şeye hayat demeye dilimiz varırdı. Şimdi varma işini halledemiyorum pek, yani yanlış anlama hayat kötü olduğundan değil bilakis köpek gibi yaşamayı sevdiğimden. İnsan kendi doğumunu kaç kez izleyebilir ya da esas soru en sade olan mı her zaman murathan abi ? İnsanı kaç kişi doğurabilir ?

"Selim Işık yalnızlığını kelimelerle besledi, yendi yenildi sonunda yine yenildi kelimelere. Kelimelerle açtığı savaşta.           hep oradaydı"

 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2_Post

©2019, varveann tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page